Potada Kal, Cevher Ol!
Bir ülkenin, bir kurumun, bir dönemin “yeni”liği bu fedakârlığa hazırlanma şeklidir. Başka türlü geleceğe dair umutları yeşertmek mümkün değildir. Çileli ve zorlu bir göreve talip olanlar, kadrolarını fedakârlığa odaklayarak çözümleri ortaya çıkaracak yenilik ve katma değeri ürettirmelidirler. Ancak bu sayede yapılacak çalışmalar bir tutku ya da talep olmaktan çıkar ve beklenen aksiyona dönüşür. Hayreti gayrete çeviren bu yolculuk, hayata başkalarınca ve önceden verilmiş anlamı üstlenmek yerine, ona kendimizce yeniden anlam verebilmemizi de sağlayacaktır.
Cevherle cürufu ayırma netliğini sağlayan bu nimet, sonuç ne olursa olsun gayret etme şuurunun bir lütfu olarak herkese verilir. İnsana taşıdığı zorluğu aştıracak olan bu şuurdur ve ancak adanmışlık psikolojisiyle gerçekleşebilir. Çünkü adanmış olanlar, kaybetseler de kazanmışlardır, kazandırmışlardır. Kuşkuyla, bekleyelim görelim politikasıyla hareket edenler ise hiçbir şey kazandırmamıştır, kazandıramayacaktır. İnsanlığın geleceğini ilgilendiren önemli meseleler varken, zihinlerin şahsi hesaplar için meşgul olması insana zaaf olarak yetmez mi? Olaylara sadece maddî planda yaklaşıldığı için sürekli artan bu zaafa engel olmak için, gönlümüzdekini aklımıza taşıma feraset ve dirayetine sahip olmak gerekmez mi?
Bizim kaybettiğimiz tek nokta, nasibimizden öteye gitme çabalarımızdır. Hâlbuki yeterli ve gerekli her gayret, hayatın anlamını da, değerini de yeniden ortaya çıkaracaktır. Bu kazanım ise potada kalmakla kazanılır. Bu kazanımı koruyacak ve artıracak tek şey: İnancımız uğrunda yaptığımız fedakârlıktır. Çünkü elimizdeki imkân ne olursa olsun, onu değerlendirecek ve ona yön verecek olan sadece fedakâr insandır. Potada kalmaya devam etmeliyiz çünkü, cevher olmayan cüruf olur!
ÖNCEKİ YAZI
ADÂLET KAVRAMI VE SİYASETE YANSIMALARI
SONRAKİ YAZI
NURETTİN TOPÇU’DA HAREKET TECRÜBESİ
YORUMLAR
YORUM YAPIN