Abone Ol

Nurettin Topçu’da Hareket Tecrübesi

Nurettin Topçu’da Hareket Tecrübesi
Hareket felsefesinin metot ve kavram şemasını kullanarak felsefe yapan, fakat evrensel insanın problemlerine kendi insanımız, çağın inanç buhranına kendi buhranımız açısından yaklaşan önemli mütefekkirlerden Nurettin Topçu’ya göre “var olmak”, düşünmek ve hareket etmektir. Şüphesiz hayvanlar da hareket hâlindedirler. Fakat onların hareketi şuurlu değildir; alelâde yer değiştirmeden ve kımıldamadan ibarettir. Yalnız insana mahsus olan hareket (action), kendi kendisini ve başka varlıkları değiştirmektedir. Bu özelliğinden dolayıdır ki insanın hareketleri hür oluş vasfını kazanıyor. Hürriyet, hareketlerimizin varlığı sayesinde vardır ve hareketle birlikte kendisini gösterir. Varlık, hareketle birlikte var olmuştur ve ebediyen ondan ayrılmamaya mahkûmdur. (1)  

Topçu tam ve gerçek hareketi ise şöyle tanımlamaktadır: Tam ve gerçek hareket, her defasında en iptidaî bir karar ve feragatte dahi, bütün âleme yayılış, ondan da sonsuzluğa geçiş, sonrasında ise sonsuzluktan aldığı kuvvet ve bütün âlemden aldığı ibretle, zekâ ile iradenin bütün kuvvetlerini kullanarak, tekrar kendi ferdi âlemimize dönüş ve bu noktadan âlemle temastır. (2)

Bu bakımdan hareket, iradenin kendini tamamlamak için tabiatüstüne atılış hamlesi yani Allâh’ın bizdeki hareketidir. Allâh’ın bizdeki hareketi ise bizzat bize karşı isyanıdır. İrade Allâh’ı istemeden önce tabiattaki bütün varlıkları istedi. Bunun nihayetinde aşkı tanıdı ve buradan estetik iman doğdu. Ulaştığı noktada tatmin olamayınca da ötelere uzandı yani tabiatüstü en mükemmel olan Mutlak varlığa bağlandı. (3) İradenin eseri olan her hareket mükemmele, daha mükemmel olan harekete doğru bir atılıştır. Bu iradenin kendi kuvvetini deneyimlediği bir egzersizdir. En küçük gayreti gerektiren bir harekette dahi, vücudun bütün kuvvetleri birleşir. Bundan dolayıdır ki hareket bir iç hâli, dışarıya yayılmak üzere içimizden doğan bir kuvvettir. İnsanın kendi dışına çıkma gayreti, sonradan kazandığı bütün eğilimlerine ve bütün alışkanlıklarına karşı mücadele etmekten ibarettir. (4)

Düşünce ise, hareketin fertte içselleşmesi yani ferdin hakikate kendi iç dünyasında temas etmesidir. Bu noktada hakikati bizden saklayan, örten, onunla aramıza giren engelleri ortadan kaldırıcı hareketin sevgisini bize felsefe ve hikmet sunmaktadır. (5)

Hareket ve inanç ilişkisi kapsamında Topçu’ya göre her gerçek bilgi aslında hareketin meyvesi olan bir inançtır. İnanç, insanda daha yüksek bir hareketin doğmasına yol açmaktadır. Her hareket, evrensel oluşa temayülü ifade ettiği gibi, isteyerek yapılan her harekette de ahlâkîliğin damgası vardır. Ahlâklılık isteyerek yapılan bir hareket olduğu içindir ki hareket bizatihi iyiliktir. (6) Topçu’nun iradeye hareket özgürlüğü veren bu görüşü, insanın iradesini âlemi yöneten determinizmin içinde pasif bir konuma indirgeyen görüşlerin karşısındadır. (7) Sonsuzluğa teslim olmayıp sonu olan hadiselerin sebepleriyle gâyelerine dayanan harekette ahlâkî karakter görünmez. Bu bakımdan bütün varlıkları hayattan şikâyet ettiren tatminsizlikler, hareketlerimizin ahlâkî bir hamleyle sonsuzluğa dalamayışından kaynaklanmaktadır. (8)

Topçu’nun hareket tecrübesinde bahsi geçen ve hür iradenin tercihi olan mesuliyet / sorumluluk ise, âlemin kemâlsizliğini gidermek, insanlığın sefaletlerine uzanmak ve onlara deva bulmak için, insana verilen ve içten gelen ilâhî görev duygusudur. Bu mesuliyet, ihtiras ve hareket haline gelmiş bir zekâya sahip, âleme yaygın evrensel şuur olmuş bir merhamettir. Mesuliyetsiz ve merhametsiz bir harekette âlem insanın varlığı için bir vasıtadan ibaret olduğu halde, merhamet kaynağından fışkıran mesuliyet hareketinde insan vasıtadan başka bir şey değildir. Gâye olan şey âlemin kendisidir ve insan âlemin hizmetindedir. Halka ve dolaysıyla Hakka hizmetten başka bir şey olmayan mesuliyet hareketi insanları adalete ulaştırır. Adalet, mesuliyetin esaslı vasfıdır. Merhametle mesuliyetin dışında kendiliğinden var olan objektif (nesnel) adalet, gerçek bir adalet sayılmaz. Adil insan merhametli ve mesuliyet sahibi olan insandır. Bu bakımdan gerçek anlamda merhamet ve mesuliyet iradesine sahip olan insanın ise âdil olmaması mümkün değildir. (9)

Nurettin Topçu, hareket felsefesinin metot ve kavram şemasını kullanarak kendi ahlâk felsefesini ortaya koymaya çalışmıştır. Bu ahlâk felsefesinin adı “isyan ahlâkı” dır. Akılcı, deneyci ve sosyal gerçekçi ahlâk anlayışlarından farklı olarak Topçu ahlâk felsefesinin merkezine ‘sorumluluk’ kavramını yerleştirmiştir. Hürriyetin habercisi olan isyan ahlâkı, iradenin sonsuza ulaşmak gâyesiyle her çeşit menfaat ve tutkuya, sonlu olan iyilik ve mutluluğa başkaldıran sorumluluk idealidir. Bu bakımdan her hareket isyan değildir. Bir hareket ancak kendinden daha üstün bir düzen ve gâyeye yöneldiği takdirde isyan adını alır.

 
(1) Nurettin Topçu, Var Olmak, İstanbul: Dergâh Yayınları, 2014, s. 17.

(2) Nurettin Topçu, Var Olmak, İstanbul: Dergâh Yayınları, 2014, s. 20.

(3) Nurettin Topçu, İsyan Ahlâkı, İstanbul: Dergâh Yayınları, 2015, s. 23.

(4) Nurettin Topçu, İsyan Ahlâkı, İstanbul: Dergâh Yayınları, 2015, s. 29.

(5) Nurettin Topçu, Var Olmak, İstanbul: Dergâh Yayınları, 2014, s. 37.

(6) Nurettin Topçu, İsyan Ahlâkı, İstanbul: Dergâh Yayınları, 2015, s. 30.

(7) Nurettin Topçu, İsyan Ahlâkı, İstanbul: Dergâh Yayınları, 2015, s. 31.

(8) Nurettin Topçu, Var Olmak, İstanbul: Dergâh Yayınları, 2014, s. 37.

(9) Nurettin Topçu, İslâm ve İnsan, İstanbul: Dergâh Yayınları, 2014, s. 98.

YAZAR HAKKINDA
Meryem Genel
Meryem Genel
YORUMLAR
İçeriğe ait yorum bulunmamaktadır.
YORUM YAPIN