Abone Ol

Şehir Sessizleşirse Zihin İyileşir

Şehir Sessizleşirse Zihin İyileşir
Atakan Pehlivan

National Geographic dergisinden gazeteci Florence Williams, doğa ve insan arasındaki bağlantıyı inceledikleri bir sayıda pek çok araştırmaya dikkat çekmiştir. Utah Üniversitesi bilişsel psikoloji uzmanlarından David Strayer, yorgun bir zihni toparlamanın en güzel yolunun, hızlı yaşamaktan vazgeçip bir nebze de olsa her şeyden uzaklaşmak ve biraz doğada zaman geçirmek olduğunu ifade etmektedir.

Hızlı yaşamak kavramını derinleştirdiğimizde en çok veri sağlayacak yer şüphesiz metropol kentlerdir. Örneğin İstanbul’u ele alacak olursak, sürekli bir yere yetişmeye çalışan insanlar, günün birkaç saatini trafikte geçirmek zorunda olanlar, küçük bir piknik için kilometrelerce yol gitmek zorunda kalanlar gibi sayısını bir hayli arttırabileceğimiz klasik metropol sorunlar karşımıza çıkmaktadır.

 

Peki, bu durum insanın ruh ve beden sağlığı için uygun bir yaşam tarzı mı?

 

David Strayer 22 öğrencisiyle yaptığı üç günlük bir doğa turunun ardından öğrencilerinin yaratıcı performanslarının ve problem çözme becerilerinin yüzde 50 oranında yükseldiğini tespit etmiş. Günlük koşturmanın hızını kesmek, doğa içerisinde biraz mola vermek insanın zihnini boşaltan ve dinlendiren bir aktivite. Kentin gürültüsünden uzaklaşan zihin problem çözme, üretkenlik ve hafıza açısından performansını oldukça yükseltiyor.

Bir başka araştırmaya göre; Exeter Üniversitesi Tıp Fakültesi araştırmacıları, 10 bin kent sakininden alınan akıl ve ruh sağlığı verilerini incelemişler. Elde ettikleri sonuçlara göre yeşil alanlara yakın bölgede yaşayanlar, zihinsel yorgunluktan ve stresten daha az şikâyet ediyorlar.

Şimdi sizden bu yazıyı okumayı bırakmanızı ve bulunduğunuz yerdeki en yakın pencereden dışarıya bakmanızı istiyorum. Ne görüyorsunuz? Beton bir yapı mı? Yoksa birkaç yeşil ağaç mı?

Ne gördüğünüz önemli. Çünkü gördüğünüz şeye göre, zihnin çalışma prensipleri de değişecektir. Biyolojik olarak insan bedeni ve zihni yüzyıllar boyunca doğayla barışık bir yaşam sürdü. Ancak yaşadığımız çağa baktığımızda mükemmelliği betonla örtmekteyiz. Bize iyi gelen, sağlığımızı olumlu yönde etkileyen şeyin üzerine beton dökmekteyiz.

 

British Columbia Üniversitesi’nin Okanagan kampüsünden bir doktora öğrencisi, yaptığı iki haftalık araştırması boyunca katılımcıları üç gruba ayırdı ve ilk gruba günlük rutinleri içinde doğada ilgilerini çeken her şeyi fotoğraflamalarını ve bir kâğıda konuyla ilgili hislerini yazmaları istendi. Diğer gruptakiler de ilgilerini çeken her şeyin fotoğraflarını çekecekler ve kendilerinde oluşturduğu hissi not alacaklardı. Ancak bu, yalnız insan yapımı nesnelere odaklanacaklardır.

Üçüncü grup ise hem doğanın hem de insan yapımı nesnelerin peşine düşecektir. Şehir hayatına rağmen doğanın kendini fark ettirebilme gücünü araştırdılar. Mesela kaldırımdaki çatlakların arasında büyüyen bir karahindiba, evlerin çatılarına saklanmış göçmen kuşlar, pencereden süzülen güneş, apartmanların arasındaki ağaçlar gibi…

395 katılımcının yer aldığı bu çalışmanın sonucunda 2 bin 500’den fazla fotoğraf çekilmişti, sayfalar dolusu duygu durumu vardı. Verilerin hepsi incelendiğinde görüldü ki doğanın her şeye rağmen kendini hissettirdiği özel anların fotoğrafını çekenlerin mutluluk ve tatmin düzeyleri diğerlerinkinden oldukça yüksek çıkmıştır.

Sahi hızlı yaşayan kent adamı… Karşı apartmanın çatısında göçmen kuşların yuvaları var mı?

2050 yılına kadar, dünya nüfusunun % 70’inden fazlasının büyük şehirlerde yaşayacağı öngörülüyor. Bu yüzden, kentleşmenin insan psikolojisi üzerindeki olumsuz etkilerinin azaltılmasına yönelik çalışmalar yapılmak zorundadır.

Her gün düzenli şekilde açık havada otuz dakika yürümek dikkat ve karar verme becerisini arttırıyor. Vücuttaki oksijen seviyesinin yükselmesiyle birlikte zihin fonksiyonları da yükselmektedir. Beyin hücreleri arasındaki bağlantı güçlenmekte ve yaşlanmaya bağlı beyin dokusunun bozulma riski azalmaktadır. Aynı zamanda yeni nöron bağlantıların gelişimini desteklemektedir. On iki yıl süren bir çalışmanın sonuçlarına göre, düzenli olarak açık havada yürüyen ya da dışarıda daha çok vakit geçirenlerde yaşlılığa bağlı olarak ortaya çıkan rahatsızlıkların geciktiği tespit edilmiştir.

Tüm bu araştırmaların sonucunda metropol kentlerde yaşayan insanların ruh ve beden sağlıkları olumsuz bir biçimde etkilenmektedir. Bu durum “ekolojik kent” yaklaşımını benimsemenin ne kadar elzem olduğunu göstermektedir.

Sonuç olarak; “Doğayla savaş halindeyiz. Eğer kazanırsak, kaybedeceğiz.” Hubert Reeves

 

 

 

KAYNAKÇA

Williams, F.(2016). This is your brain on nature. National Geographic 34-67

Holli-Anne Pasmore, Mark D. Holder. Noticing nature: Individual and social benefits of a two-week intervention. The Journal of Positive Psychology, 2016; 12(6).

https://www.sciencedaily.com/releases/2017/11/171103085258.htm

http://themindunleashed.com/2017/04/heres-30-minutes-nature-walking-daily.html

https://www.ncbi.nlm.nih.gov/pubmed/18332184

https://www.pnas.org/content/112/28/8567.abstract

 

 

YAZAR HAKKINDA
Atakan Pehlivan
Atakan Pehlivan
YORUMLAR
İçeriğe ait yorum bulunmamaktadır.
YORUM YAPIN