Abone Ol

Erbakan Terminolojisi: Rejisör

Erbakan Terminolojisi: Rejisör

İnsanın “bak”tığını “gör”ebilmesi büyük bir nimettir. Neye baktığı değil, neyi gördüğüdür mühim olan... Görebilmek, gördüğünden ötede gösterilmek istenilenle alâkalıdır. Nice gözler vardır ki baktığı hâlde görmezler. Nice görenler vardır ki, bakmaya dahi gerek duymazlar.

Son asrın belki de en görür ve görülür gözü Necmettin Erbakan’dır. Fikri, söylemi ve eylemiyle en tutarlı gösterge olmuştur hep. Çünkü gözüyle değil inancı, tarihi, azmi, aşkı, heyecanı, hedefi ve tecrübesiyle bakmış, yine aynı hissiyatla görmüş ve göstermek için âdeta çırpınmıştır.

Mücadele hayatı boyunca hep bir projeden, tek bir kuklacıdan ve gizlenmiş yüzlerce kukladan bahsetmiştir, sürekli ve kararlı bir şekilde. Kimileri kendisini şizofren, anlattıklarını komplo teorisi ve hedeflerini de ütopya olarak görmüşlerdir. Zaman her şeyin ilacı olduğu gibi hakikatin de aynasıdır. Mücadelesi süresince ortaya koyduğu tespitler, kullandığı kavramlar ve ifşa ettiği dünya çapındaki organizasyonlar henüz kendisi hayattayken doğrulanmış, fakat ne acıdır ki ancak vefatından sonra hakkı teslim edilmiştir. Çünkü hakkı teslim etmek aynı zamanda hakkın yanında yer almayı da gerektirdiği için birçoklarına bu oldukça zor gelmektedir.

“Bizim muhatabımız bu filmin rejisörüdür, kuklalar değil.” diyen Erbakan, bir izleyici olmadığını da deklare etmiştir. Gördüğünü sadece rejisörlere değil, kuklacılara da göstermiş fakat aynı zamanda bununla yetinmeyerek nasıl mücadele edilmesi gerektiğini millete, ümmete ve insanlığa fırsat bulduğu her platformda haykırarak, “Biz bunun arkasında Siyonizmin olduğunu görüyor ve böylece hak ve batıl mücadelesinin ne anlama geldiğini idrak edebiliyoruz.” demiştir. Gördükleri karşısında korkmamış, kanmamış, yılmamıştır. İmanıyla idrakinden doğan şuuru, kendisini hak ve batıl mücadelesindeki çalışmalarında daha fazla gayretlendirmiştir. Yeryüzünde meydana gelen olaylar karşısında “büyük resmi” gördüğü için “puzzle”laştırılmış resmin dağıtılan parçalarına aldanmamıştır. Zihninde hep o büyük resim yer almış, hep o büyük resimden bahsetmiş ve hep rejisöre vurgu yapmıştır.

Necmettin Erbakan: "Rejisör kendi oyununu oynuyor... Siz dünyaya yanlış gözlükle bakıyorsunuz... Gerçek gözlükle baktığınız zaman birde göreceksiniz ki ooo meseleler bambaşkaymış..." (07.02.2010 / NTV)

Peki, rejisör nedir, kimdir ve neyi amaçlamaktadır?

“Rejisör” kelimesinin etimolojisi irdelendiğinde kelime, Fransızca “régie”den (yönetim, idare) sözcüğünden alınmadır. Fransızca “régir”, “régiss” (yönetmek) fiilinden türetilmiştir. Bu sözcük Latince “regere”, “rect-” (doğrultmak, yöneltmek, yönetmek, rehber olmak) fiilinden evrilmiştir. Rejisör kelimesi, “Tiyatro ve sinema oyunlarında oyuncuların rollerini dağıtıp oyunu düzenleyen, metin, yorum, dekor, müzik gibi ögeler arasında birlik sağlamaya çalışan sanatçı, yönetmen” anlamına gelmektedir. “Rejim” kelimesi de bu kökle alâkalı olarak türetilmiştir. Necmettin Erbakan, bu kelimeyi oldukça isabetli bir biçimde kavramsallaştırarak terminolojisini de güçlendirmiştir. Kökeninden hareketle kelime, yeryüzünde meydana gelen bütün olay ve durumlar için bu tek düzen ve sistemin sahibi olan kuklacıların kuklalarına biçtiği rolü en iyi bir biçimde sergilemesini sağlayan kişi veya kuruluşları ifade eder: “Biz her taşın altında Siyonizm var demiyoruz fakat Siyonizm hiçbir taşın altını da boş bırakmaz.” diyerek de bu tespitini güçlendirmiştir. Bu güçlü tespit, büyük resmi çizenlerin hedefleri doğrultusunda yürüttükleri planların hatasız bir şekilde yerine getirilmesinin takibini yaptırıldığı rejisörlere dikkat çekmektedir. Rejisörün en mühim vazifesi yapılması gerekeni birilerine yaptırtmaktır.

Ezilen ve sömürülen halklar, mazlumlar, mağdurlar ve masumlar üzerinde oynanan oyunların farkındalığıyla konuşan Erbakan, duygusal ve anlık reaksiyonların üstünde planlı, programlı ve kararlı aksiyonlara yönelerek hareketin mensuplarını da daima büyük resmin karşısına koyduğu büyük hedefe yönlendirmiştir. Mevcut düzen ve sistemlere entegrasyondan öte modernize edilmek üzere düzen tohumu ve sistem çekirdeği geliştirerek insanlığa bir ödev hazırlamıştır. Çünkü birçok farklı düzen ve sistem görülse de aslında genelde tek bir düzen ve sistem olduğu gerçeğini unutmamış, bütün bunların o asıl tek olana hizmet ettiğini ifade etmiştir. Büyük resmi çizenlerin karanlık ve simsiyah ideallerini örttüğü “yeşillikler, mavilikler ve pembelikler”e hiçbir zaman aldanmamıştır.

“Bugün insanlık demokrasi oyunuyla aldatılıyor. Demokrasi halkın kendi kendisini yönettiği rejim değil, halkın âlet edildiği rejim hâline gelmeye başlamıştır.” diyerek her defasında şu uyarıda bulunmuştur: “Siyonizm 60 yıldır dünyada bu oyunu oynuyor. Sonra halka sen kendin seçtin kardeşim diyebiliyor.”

Necmettin Erbakan sadece tespit yapan bir analist değil aynı zamanda tedaviyi, tedavinin usul ve yöntemlerini de ortaya koyan idealist bir liderdir: “Unutmayın ki bir insanın doktor olması için sadece anatomi okuması yetmez. Fizyoloji okuması da yetmez. Mikrobiyoloji de bilip mikropları tanıması lazım. Patoloji ve tedavi de okuması lazım. Bazı temel esasları da bilmeden şuurlu bir insan, şuurlu bir Müslüman olmak mümkün değildir.” diyerek terminolojik olarak sağlam bir zemin ve geniş bir bakış açısı bırakmıştır.

Günümüzdeki hak ve batıl mücadelesinde son asrın gelecek asra bir kurtuluş reçetesi olarak bıraktığı en aydınlık ve güçlü projeksiyon elbette Milli Görüş Hareketi, hareketin hedef ve projeleridir. Her şart ve ahvalde “kuklacı, rejisör ve kukla” metaforunu daha doğru bir ifadeyle “kuklacı, rejisör ve kukla gerçeği”ni unutmayarak bu minvalde düşünmeli, eylemsel kazanım ve kayıpları da hesaba katarak anlaşılır bir biçimde süreçlere de ters düşmeyecek söylemler geliştirilmelidir. Çıkarımlar yaşanılan süreçler gereğince olgunlaştırılmış fikre olumsuz etki ediyor olsa da zihinsel olarak teslimiyet ve kabullenmeye dönüşmemelidir.

YAZAR HAKKINDA
Yusuf Karaağaç
Yusuf Karaağaç
YORUMLAR
İçeriğe ait yorum bulunmamaktadır.
YORUM YAPIN