Abone Ol

Eden Kendine Eder

Eden Kendine Eder
Küçük bir makamı biraz yükseltmek için ne adamlara dil döküyor insanımız.

Ticarette biraz daha ileriye gideyim diye nelere katlanıyor. Bütün bunların bize katkısı dünyada yaşadığımız 50, 60, 70, 80 sene sürer.

Rabbimizin bize gönderdiği “Hayat Rehberimiz”in bize faydası ise hem bu dünyada hem de sonu gelmez bir hayatta olacaktır.

Rabbimiz, İsrâ Suresi 7. âyet-i kerimesinde; “Eğer iyilik ederseniz kendinize etmiş, kötülük ederseniz yine kendinize etmiş olursunuz” buyurmaktadır. Rabbimiz özel olarak bu âyet-i kerime ile İsrailoğullarına hitap ediyor ama bütün insanlığa da aynı şeyi söylemiş oluyor. Bu âyet-i kerimeyi okuyana kadar, iyilik başkası için yapılır zannederdim. Hâlbuki insanın gördüğü ancak ortaya koyduğunun karşılığıdır.

Bütün insanlığın faydasına olacak şeyleri ortaya koyan bir gün kendi de ondan faydalanır, insanlığın zararına olan şeyleri ortaya koyan da bir gün ondan zarar görebilir.

Müslüman, Allâh ve resulünün emirlerine teslim olarak dünyada emniyete, âhirette Cennet’e nâil olabilecektir. Zerre kadar hayrın karşılığı ve faydası, zerre kadar kötülüğün zararı ve hesabı vardır.

    Sevgili peygamberimiz (sav) bir hadis-i şeriflerinde;

    “ Mümin, müminin aynasıdır” ( Ebu Dâvûd, Edeb, 49 )  buyurmaktadır.

    Aynaya baktığınızda aslında gördüğünüz kendinden başkası değildir. Önce kendi eksiğimizi, kusurumuzu görerek düzeltmeye başlayacağız. Muhatabımıza “Önce sen düzel” demeyeceğiz, önce kendimiz düzeleceğiz. Gönüllerin nasıl kazanılacağını bilen ve bize öğreten rabbimizdir.

Aynaya baktığımız zaman biz gülersek karşımızdakini de gülmüş olarak görürüz. Biz kaş çatarsak karşımızdaki de çatmış olacaktır.

Buzlu dağların buzunu âletler ile eritemezsiniz. Gönül buzlarını da ancak sıcak nefesleriniz ve selâmlarınız ile eritebilirsiniz.

    Aynaya baktığımızda görünen yüzdeki bir lekeyi temizlemek için elimize bez ve hijyen sabun alarak aynayı silmeye kalkarsak o lekeyi asla temizleyemeyiz. İstediğimiz kadar karşımızdaki aynayı temizlemeye çalışalım olmaz. Karşımızda duran aynada gördüğümüz leke aslında bizim yüzümüzdedir, Leke bizdedir, temizlemeye kendimizden başlayacağız.

    Kayınvalidesine bakmaktan aciz bir kadın bir gün kocasını karşısına alarak;

    “Sakın beni ikna etmeye kalkma, bu evden ben mi gideyim, annen mi?” diye sorar.

    Bazen kararı siz vermeyin, soruyu sorana verdirin. Adam da öyle yapmış. Hanımına demiş ki;

    “Hanım, annem yaşlı ve hasta birisi, buradan başka gidecek hiçbir yeri yok, durumu böyle iken kararı sen ver demiş”  hanımı da bu durum karşısında;

    “Peki, kalsın” deyivermiş. Daha sonra tanıdığı bir eczaneye giderek kayınvalideye bakmaktan duyduğu rahatsızlığı dile getirmiş. Eczacı bir ilaç yaparak kendisine vermiş ve bu ilacı her gün kayınvalidesine içirmesini tembih etmiş, “merak etme altmış gün sonra kayınvaliden” ölür deyivermiş. Yalnız bu ilacı verirken kayınvalidesine çok iyi davranmasını, gülen bir yüz ve güzel sözler ile hitap etmesini de ilave etmiş.  Gelin artık kayınvalidesine her gün ilaç veriyor ama aynı zamanda “anneciğim” diye hitap ederek, hizmetine hürmet ile devam ediyormuş. Gelininin kendisine olan bu ilgisine ve güler yüzüne şaşıran kayınvalide de “kızım, kuzucuğum” diye hitap ediyor, içinden de daha önce hiç görmediği bu ilgi karşısında düşünceye dalıyormuş.

Aradan günler geçerken gelin, kayınvalidesinden gördüğü şefkat ve ilgiden o kadar memnun kalmış ki “kayınvalidem, annemden daha iyi birisiymiş, kötülük bendeymiş” deyivermiş.  Hemen eczacının yanına giderek yaptığı ilaca karşı tedavi edici bir ilaç yapmasını, kayınvalidesinin kendisine çok iyi davranan biri olduğunu ve hatanın kendisinde olduğunu anladığını söylemiş.

Eczacı, arkadaşına şu hikmetli cevabı vermiş ;

“Benim sana verdiğim iştah şurubu idi. Sen evine gidip, gülmeye başlayınca kayınvaliden de güldü, kayınvaliden gülmeye başlayınca da sen güldün”

    Allâh gönüllerimize keder vermesin.

    İki dünyamızı güzel eylesin.

YAZAR HAKKINDA
Mahmut Toptaş
Mahmut Toptaş
YORUMLAR
İçeriğe ait yorum bulunmamaktadır.
YORUM YAPIN