Abone Ol

Başaracağız, Başarmak Zorundayız!

Başaracağız, Başarmak Zorundayız!
İsrail terör devletinin zulmüne karşı yaşamaya çalışan, özgürlükleri için direnen Filistinli kardeşlerimin acılarına şahit olarak büyüdüm. Ben büyüdükçe zulmün boyutu da benimle birlikte büyüdü. Zulüm büyüdükçe, Filistin toprakları küçüldü. Daima derdim oldu, dört bir yanı zalimlerle çevrilmiş, kendi topraklarında esir, kendi ülkelerinde mahkûm olan Filistinli kardeşlerim ve gözümün nuru Mescid-i Aksa…

Arsız, yüzsüz, zalim İsrail terör devleti bütün aymazlığı ve vicdansızlığı ile zulmünü daha da arttırdı. Öyle ki bunu aleni yapmaya başladı. Değişen çok şeyler oldu Filistin’le birlikte. Birçok Müslüman ülkede de farklı zalimlerin zulümleri başladı. Suriye’deki kardeşlerimiz, Myanmar’daki, Irak’taki, Libya’daki, Doğu Türkistan’daki... zalimin ismi değişti ama mazlumlar hep Müslümanlar olmaya devam etti. Vicdansızlıkları beşikteki bebeğe kadar, hamile kadına kadar, canlı yayında babasının kucağındaki çocuğu öldürmeye kadar devam etti.

Değişmeyen ise kızmak ve kınamak oldu. Gözümüze sokularak yapılan saldırılar bir zaman gündemimiz oldu. Sonrası yine beklemek! Peki ne için? Biraz daha kınamak için mi?

Ben de yıllardır Müslümanlara yapılan bu terör saldırılarının, zulmün, barbarlıkların, vahşetin sadece gözyaşı dökenlerinden, kınayanlarından, protesto edenlerinden oldum!

Kızdığım çaresizlik şimdi benim etrafımı sardı. Ne yapabilirim diye düşünmekten başka bir şey yapamama çaresizliği. Başkaları gibi kör değilim, şükür görüyorum bu zulmü. Bir de bakıp görmeyenler var. Sağır değilim, hamdolsun duyuyorum. Büyük bir soykırım var hem de tüm dünyanın gözü önünde. Bu sayede dünyanın da ırkına, rengine, dinine karşı insan haklarını nasıl savunduğunu görmüş olduk.

Nasıl yazsam anlatamayacağımı bilemiyorum, sadece umut ediyorum ki hissettiklerimi hissediyorsunuz. Psikolojik olarak yenilgiyi bir topluluğa kabul ettirdiğinizde, pes etmeleri an meselesidir. Gazze tek başına bir direniş, tek başına bir kale, bir başkaldırıdır tüm zalimlere. Davasını canına tercih etmedir. İnandığı doğru için direnmedir. Şehadeti tebessümle karşılama yeridir. Bu savaşın kazananı, imanla inancı uğruna şehit olanlardır. Kaybeden ise görmeyen bakar körlerdir. Bunca zulme canım sıkılmasın diye kulak tıkayan sağırlardır.

Bu vahşilik, bu zalimlik sona ermeli. Peki nasıl? Tanklara karşı taşlarla mı?

Uçaklara karşı parmak sallayarak mı? Yoksa bunca zulme karşı küfrederek mi? Tabii ki hayır! Kılıcın dönemi bitti. Tüfek icat olunca mertlik de unutuldu. Ortada ne bir cephe ne karşı karşıya bir savaş ne de eşit şartlar var. Zalim, gözünü kan bürümüş siyonist askerler karşısında, masum ve bizden yardım bekleyen sivil insanlar var sadece.

Erbakan Hocamızın söylediği gibi “8 Milyonluk İsrail için 1,5 milyarlık İslâm âlemi ebabil bekliyorsa, o ebabil gelse ilk bizi taşlar…”

Şu an 21. yüzyılda zalimin zulmüne kınayarak ve yumruk sallayarak değil, gücümüzle korku salarak baş edebiliriz. Onların tanklarından daha iyi tanklar yaparak, uçaklarından daha iyi uçaklar yaparak, daha iyi savunma sistemleri kurarak. Her anlamda önde olarak baş edebiliriz. Gayemiz dünyaya huzur ve birlik getirmek! Gayret bizden, taktir Allah’tandır. Biz seferden sorumlu olduğumuzun bilincinde olacağız. Vakit, aklımızı başımıza almanın vaktidir. Bizim boşa geçirecek bir dakikamız bile yok.

Bu imtihan, tek dayanakları Allah ve yüreklerindeki iman olan kardeşlerimiz gibi bizim de imtihanımız oluyor. Önce şu şuursuzluğu, nemelazımcılığı ve sonu gelmeyen fitne ve ayrılıkların sebebini bulmalı ve Müslümanlar olarak birbirimize sımsıkı sarılıp İslam Birliğini hayatımıza uygulamalıyız.

Şimdi her şey için temiz bir sayfa açmanın ve o sayfayı bir daha kirletmeyecek düzeni kurma zamanı geldi. Bizler kendi güzelliğini ortaya koyacak kadar imana, birikime, kültüre, otokontrole ve terbiyeye sahip Müslümanlarız elhamdülillah. Hem kendimiz için hem de zulüm altındaki kardeşlerimiz için. Hiçbir şey bizden yardım bekleyen masumlardan daha önemli olamaz.

Son yüzyıl şahittir ki dünyada adil bir düzen olacaksa bunu temelini Erbakan Hocamız atmıştır. Bizler de Müslümanlar olarak bu yolda devam edeceğiz. Biz; yani ben, yani sen, yani biz.

Bilmeliyiz ki dünyaya herkes görevini yapmaya gelir. Kötü olan kötülüğünü, bozguncu olan bozgunculuğunu, zalim olan ise zalimliğini... Biz eğer onlardan olmadığımızı iddia ediyorsak tavrımız ve duruşumuz bu yönde olmalı, bu alanda çabalamalıyız.

Çünkü biz çabalamak zorundayız. Ahmet Yasin gibi, Seyyid Kutub, Şeyh Şamil, Malcolm X, Necmettin Erbakan gibi...

Başaracağız, bunu kalbimizin ta derinliklerinde hissettiğimizde ve Müslümanlar olarak birbirimize kenetlendiğimizde başaracağız.

Başaracağız!

Çünkü biz bunu başarmak zorundayız!

 

YAZAR HAKKINDA
Ayşegül Duran
Ayşegül Duran
YORUMLAR
Hilal Kaya
04-11-2023 - 20:26
Kaleminize ,yüreğinize,inancınıza güç versin Rabbim.Düşüncelerimize tercüman oldunuz.\nBizlerin durmaya,dinlenmeye,ruhen veya bedenen çöküntüye girmek gibi bir lüksümüz yok.\nBizler başarmak zorundayız!
YORUM YAPIN