Abone Ol

275. Sayımız Çıktı

275. Sayımız Çıktı
Dilden Düşünceye, Düşünceden Dile

Var olan şeylerin diğer şeylerden farkını dil sayesinde bilebilmekteyiz. Belki bu yüzden diğer varlıkların üstlenemediği sorumlulukları üzerimize aldık. Dil sayesinde iyi ve kötü, doğru ve yanlış, güzel ve çirkin arasında bir farkın bulunduğunun idrakindeyiz daima. Bu nedenle varlığın da dil aracılığıyla ortaya çıkışından söz edebilmekteyiz.

Dil eğer bize var olanlar hakkında temel ilgileri edinme ve onları sınıflandırma imkânı sağlıyorsa onun esasen bir “görme biçimi” olduğunu da düşünmek elimizdedir. Eğer bir dile sahipseniz bir şeyleri sadece o dili bilenlerin gördükleri gibi görme imkânına da sahipsiniz demektir. Böylece belirli bir dilin sağladığı imkânlara sahip insanların dünyayı tasavvur etme ve onu anlamlandırma konusunda da müşterek hareket etmelerinin bir açıklamasını elde ederiz. Tarih boyunca farklı toplum biçimlerinin ortaya çıkışında dilin farklı kullanımlarının bulunduğu gözlemlenebilmektedir.

Eşyayı nasıl sınıflandırdığımız meselesi, eşyaya verdiğimiz değer ile ilgili olduğundan dünyayı dil aracılığıyla belirli bir hiyerarşi içinde de kavrıyoruz demektir. Neyin öncelikli veya neyin gereksiz olduğuna karar vermekte bireysel tercihlerimizden önce içinde bulunduğumuz toplumsal kümenin yönelimlerinin bulunduğu açıktır. Dilimiz belirli bir biçimde düşünmeye ve şeylere belirli bir değer atfetmenin merkezinde yer alır. Düşüncelerimiz de eylemeye ve söylemeye yön verir daima.

“Hangi kültür çevresi, hangi medeniyet dairesi içindeyiz?”

Dil ve dilin kullanımına ilişkin soruların ve sorunların tamamının bu sorunun altına yerleştirilmesi mümkündür belki de…

 

 

YAZAR HAKKINDA
YORUMLAR
İçeriğe ait yorum bulunmamaktadır.
YORUM YAPIN
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Yazarın başka yazısı bulunmamaktadır.
İLGİLİ YAZILAR