Abone Ol

Zaman Daraldı

Zaman Daraldı

Son zamanlarda doğudan alışagelmedik haberlerle irkiliyoruz. ABD ile Rusya’nın azılı çekişmesine şahit oluyoruz. Zaman giderek daraldı, herkes bir sonraki hedef için siper aramakta ve tüm bunların arasına doğrudan sürüklenmiş bir Türkiye. Nefes almakta zorlanış, izleri birbirinden ayırma telaşı, Ortadoğu’nun kasvetli havasından önünü göremeyiş.

Devlerin fiilen meydan savaşına hazırlıkları, kuzey sınırlarını zorlamakta. Büyük pay alma hevesi ve koşulsuz teslim olunuştan bahsediyoruz. Güç ve hâkimiyet hırsı Ortadoğu’da her geçen gün nabzı yükselmektedir. Artık taşeron örgütler bir kenara çekilip, kuklacılar meydanda boy göstermekte. Türkiye bu duruma sessiz kalmamakla birlikte İsrail ile ilişkilerini tazelemekle meşgul. Devlerin savaştığı meydanda küçük olanlar ezilecektir. Her küçük yapı için bir taraf seçmeye zorlanış var, vaat edilen ise yok olmamak. Türkiye ise Ortadoğu’dan esen rüzgâra göre şekil almakta. Müslüman çığlıkların atıldığı bir meydan, kulakları tıkalı olan bir Türkiye. Türkiye’nin siyasi politikalarına baktığımızda ikinci yanılgısını yaşadığını görmekteyiz. Buna kısaca itiraf edilmemiş ikinci ANAP dönemi de denebilir. Proje partisi olarak kurulan mevcut hükümetin görev ve sorumluluklarını adım adım yerine getirdiğini izlemekteyiz. Bunun toplumsal olarak farkında olunmayışı şizofreni eşiğinde medyadan narkozla beslenmemizdir. Aldanışın da ötesinde sadece İsrail ile müttefik değil model ortaklığı olunmuş bir Türkiye’den bahsediyoruz. Ortadoğu’nun yeniden çizilmesinde destek olan kadim dostumuz ABD ve iğdiş edilmiş zihinlerin arasında batıla doğru olan bir yürüyüş…

Ekonomik kaygılardan başka sorunları olmayan! bir Türkiye… İslam’ın varlığından bu zamana denk batıl bir zihniyetten İslam ümmetine fayda olmamıştır. Hatada ısrar etmek, kendi yıkılışını izlemeye ve büyük İsrail devletinin kurulmasına sebep olacaktır. Adil düzen kavramından uzaklaşmış ve bir takım aydın düşünürün içini İslamsız olarak doldurmaya çalışıldığı görülmektedir. Emek sömürüsünün meşrulaştırıldığı Müslüman halkın halini hiçe sayarak İsrail ile pazarlığa oturuş, fiilen varlığını kabul etmek ve Kudüs’ü sessizliğe terk etmek adil düzene ait bir kavram değildir ve olmayacaktır. Yapılan her hareket İsrail’e yaramaktadır. Bugün iplerin bu kadar gergin olması, plan ve rollerin önceden paylaştırılmış olmasıdır. Türkiye ye biçilen rol Ortadoğu’yu kendi kaderine terk etmek ve aleyhine meydana gelen durumları fiilen tanımaktır. Darbe girişiminin ardından Ortadoğu korlarının yeninden alevlenmesi, küresel bir planın içinde yer aldığımızı göstermektedir. Darbenin izleri kısmen kapatılmaya çalışılmaktadır, fakat bu aksaklığın etkileri yarına çözümü olamayan anlık politikalar izlemektedir.

Türkiye’nin bu “kadim!” yürüyüşe bir son vermesi ve Ortadoğu’nun sahipsiz olmadığını göstermesi gerekmektedir. Aksi takdirde yangın Türkiye’ye sıçrayacaktır. Şuurlu bir plan dâhilinde Ortadoğu’daki rolümüz İsrail’e ABD’ye ve Rusya’nın ellerine bırakılmamalıdır. Eğer bu aldanış devam eder ise, dün olduğu gibi bugünde zarar gören Müslümanlar olacaktır.

YAZAR HAKKINDA
Eyüp Gedikoğlu
Eyüp Gedikoğlu
YORUMLAR
İçeriğe ait yorum bulunmamaktadır.
YORUM YAPIN