Abone Ol

Neredesiniz Ey Güzel İnsanlar, Neredesiniz?

Neredesiniz Ey Güzel İnsanlar, Neredesiniz?

Buhari hadisidir: Cerir b. Abdullah, Radıyallahu anh, rivayet ediyor.

Kimdir Cerir b. Abdullah?

Hz. Ömer’in “Cerir, bu ümmetin Yusuf’udur” dediği sahabe! Aşırı güzelliğinden, çok yakışıklı olduğundan dolayı...

Diyor ki bu güzel sahabe:

“Namaz kılmak, zekât vermek ve bütün Müslümanlara samimi olmak üzere Rasulullah Sallallahü Aleyhi Vesellem’e bey’at ettim.”

(Buhari, İman 43. Hadis no: 57)

***

Namaz, kalbin güzelliğidir; zekât, malın güzelliği. İkisi bir araya gelince toplum ve devlet güzelleşir. Biri bedeni temizler, diğeri malı. Temiz mal, temiz bedene sahip insanların elinde olunca, medeniyet doğar.

Hicretin dokuzuncu senesinde Müslüman olmak için Medine’ye gelen Cerir b. Abdullah “Namaz kılmak ve zekat vermek üzere Hz. Peygamber’e (SAV) bey’at edince, Allah Rasulü (Sallallahü Aleyhi Vesellem) bir şart daha koşmuş:

“Ve’n-nushi li külli müslim.”

“Her Müslüman'a nasihat etmek” diye tercüme edersek, çok yavan kalır. Nasihat kelimesinin Arap dilindeki yapısını incelediğimizde “Her Müslüman'a samimi olmak” şeklinde tercümemiz daha doğru, daha güzel olur.

Demek ki bir de her Müslüman'a samimi olmayı şart koşmuş Hz. Peygamber (SAV)! Biz ümmetine engin şefkatini ve kemâl-i merhametini bir kere daha göstermiş! Selâm senin üzerine olsun ey ince yürekli peygamber.

 “Bütün Müslümanlara samimi olmak...”

 Bütün Müslümanlara karşı, görev ve sorumlulukları yerine getirip onların dünya ve ahiret maslahatı için çalışmak… Onlara samimiyetle muamele etmek… Onlara maddî ve mânevî zarar veren her şeyden uzak durmak… Maddî ve mânevî menfaat veren her şeyi yapmak... Hiçbir Müslüman'a yalan söylememek, gıybet etmemek, malını çalmamak, ikiyüzlü davranmamak, hakaret etmemek, hakkını yememek… Kısacası, kendin için sevip arzuladığın şeyleri, bütün Müslümanlar için de sevip arzulamak… Demek, bütün bunlar imanın bir parçasıymış! Demek, bütün bunlar İslâm’a girmenin bir şartıymış!

Cerir b. Abdullah (r.a.), bu şartı hayatı boyunca öyle bir anlayıp yaşadı ki İbn-i Hibban’ın rivayetine göre, herhangi bir şey satın aldığında veya sattığında, müşteriye “Ey kardeşim, muhakkak ki senden aldığımız şey, sana verdiğimizden daha kıymetlidir. Artık tercihini sen yap” demeden hiçbir şey alıp satmazdı.

Tabaranî onun biyografisinde şu kıssayı rivayet eder: Cerir b. Abdullah’ın hizmetçisi, üç yüz dirhem karşılığında bir at satın alır. Cerir b. Abdullah atı alıp sahibine getirerek, “Senin atın, üç yüz dirhemden daha değerlidir” der! Atın sahibi: “O hâlde fiyatı dört yüz dirhem!” deyince, Cerir aynı cümleyi tekrar tekrar söyler. Ta ki sekiz yüz dirheme çıkana kadar… Kendisine “Neden böyle yapıyorsun?” diye soranlara “Ben, Rasulullah Sallallahü Aleyhi Vesellem ile her Müslüman'a samimi olmak üzere anlaşma yaptım.” cevabını verirdi.

 Bu ne anlayış! Bu ne asalet! Bu ne medeniyet! Bu nasıl ticaret!

Neredesiniz ey güzel insanlar, neredesiniz? Günümüz dünyasında kapitalizm ve komünizm çarkları arasında ezilen milyarlarca insan, sizin bu asaletinizi özlüyor… Kurban olalım, sizi böyle yetiştiren peygambere… Kurban olalım onun getirdiği sisteme…

Duy bunları ey Avrupa, ey Amerika duy! Sizin karalamaya çalıştığınız, yayılmasına engel olduğunuz, “terör” dediğiniz “İslâm” işte bu!

Para için zehirli maddeleri gıdaların içine yerleştiren kapitalistler, insanın onurunu maddeye kurban eden komünistler, kadını mal pazarlamaya âlet eden Avrupalılar, petrol için ülke işgâl eden Amerikalılar, ham madde için Afrika’yı sömürüp perişan eden beyazlar, uyuşturucu ticaretine göz yumarak milyonlarca genci ölmekten beter edenler, mal satabilmek için yalan üstüne yalan söyleyenler bu hadisi anlamaktan âciz kalırlar…

YAZAR HAKKINDA
Fehmi Çiçek
Fehmi Çiçek
YORUMLAR
İçeriğe ait yorum bulunmamaktadır.
YORUM YAPIN